Çoğumuzun 2015 yapımı Star Wars: Episode VII – The Force Awakens filmi ile tanıdığımız ve de kimilerimizin gönlüne (benim değil) taht kuran yamuk burunlu oyuncumuz Adam Driver‘dan bir bilimkurgu filmi gelince şöyle bir göz atayım dedim. Daha önce dostlardan seyretmeme gerek olmadığı ile ilgili bilgi de almıştım ama işte, maksat içimde kalmasındı. Kalmadı. Hakikaten zaten kalacak bir şey de yokmuş.

Asıl mesleğim olan elektrik mühendisliğinde kullandığımız per-unit system diye bir ifade tarzı vardır. Sistemdeki bir değerin mevcut değerinden ziyade olması beklenen değerin ne oranda altında ya da üstünde olduğunun ifadesidir. Misal, prizinizde olan gerilimi 220V ölçtüğünüzde 1 per-unit dersiniz; her şey olması gerektiği gibidir. 230V ölçüyorsanız 1,045 per-unit’e tekabül eder; beklediğinizden daha yüksek bir değerdir. Bu tabi her zaman iyiye de işaret değildir de konumuz başka.

Dün biraz tarzım dışına çıktım. Sevgili kız kardeşimin tavsiyesi üzerine izleme listeme aldığım yenice bir film Promising Young Woman.

Christian Bale‘in içinde Edgar Allan Poe geçen bir cinayet hikayesinde başrolü oynadığı filmi epeydir bekliyorduk; geldi en nihayet. Seyretmesi bugüne nasip oldu.

Bu aralar hep dizilerden gidiyorum, biraz da filmler camiasına ineyim dedim; değişik bir şey olsun diye de korku, komedi, gerilim tarzında bir film seçtim ilk olarak.

Peter Parker oğlumuz ve Rey (Skywalker?) hanımkızımız başrolde bir bilimkurgu filminde oynayınca seyretmesek olmazdı. Seyrettik.

Netflix’in çok tartışmalı deniz belgeselini seyrettim dün.