Bu aralar uzun uzun bi şeyler seyretmeyi kafam kaldırmıyor. Ben de tek sezonluk hatta mümkünse 5-6 bölümü geçmeyen diziler izliyorum. Toplam 3 bölümü ile Childhood’s End bunlardan biri.
2016 yılında insanlık yıldızlar arası yolculuk teknolojilerini geliştirmenin eşiğindeyken dünyanın pek çok yerinde devasa uzay gemileri ortaya çıkar. İnsanlığın uzay yolculuğuna hazır olmadığını ileri süren uzaylılar, etkileyici ama zarasız bir güç gösterisi ile otoritelerini ilan ederler. Dış görünüşlerinin insanları korkutacağını söyleyen uzaylılar kendilerini göstermezler ama Missouri’li genç çiftçi Ricky Stormgren’i kendilerine sözcü olarak seçerler. Ricky aracılığı ile ilettikleri “rica”ları sayesinde dünyanın savaş, açlık, yoksulluk, adaletsizlik gibi problemlerini çözmesi için destek olurlar ve çok kısa sürede de dünya hayal dahi edilemeyecek derecede güzel bir hale gelir. İyi de, bu işin içinde bir bit yeniği var mıdır acaba?
Bilim kurgu dinazorları zaten dizinin adapte edilmiş olduğu Arthur C. Clarke’ın aynı isimli kitabını gayet iyi bilirler. Dizi, beklendiği üzere, görsel sanatlar dünyasının izleyici çekmek adına yaptığı fedakarlıklar nedeni ile kitabın derinliğini veremiyor. Ancak yine de, en başta da belirttiğim üzere, başla ve bitir konseptinde tatmin edici bir adaptasyon olmuş. Seyreden aşkından ölmez ama öte yandan pişman da olmaz.
Dizinin ismi bir kısmınıza da Iron Maiden’in Fear of the Dark albümündeki şarkısından aşina gelecektir.