Uzun zaman önce arşivime katmama rağmen bi türlü oturup izlemeye cesaret edemediğim, sonradan İpek Gürol tarafından tekrar aklıma düşürülmüş (o da ta Ağustos’ta, ben anca) güzide bir dizi.
Nükleer santrali ve de uçsuz bucaksız mağrası dışında hiçbir özelliği olmayan Almanya’nın Winden kasabası sakinlerinden Michael Kahnwald geride bir mektup bırakarak intihar eder. Olayın üzüntüsü ile baş etmek için rehabilitasyona giden 16 yaşındaki oğlu Jonas kasabaya döndüğünde 15 yaşında Erik adında bir arkadaşının iz bırakmadan kaybolduğunu öğrenir. Kasabada 33 yıl önce de benzer bir olay yaşanmış, 12 yaşında Mads Nielsen adında bir çocuk benzer bir şekilde kaybolmuş ve asla bulunamamıştır. Gökyüzünde ay ile güneş 33 yılda bir aynı konuma gelmektedir, İsa’nın 33 mucizesi vardır, bu 33 rakamında keramet vardır. Jonas biraz yavuklumstrak durumları olan Martha ve bir grup başka çocuk ergen karması ile kayıp Erik’in zula mekanını kontrol etmek için gecenin köründe ormana gider. Ormanda mağaranın girişine yakın bir yerde duydukları ürkünç bir ses üzerine kaçıştıkları hengamede Martha’nın kardeşi Mikkel de kayıplara karışır. Olaylar başlar…
Gereksiz yorum yapmak sürprizbozana girer de, son zamanlarda en keyif aldığım dizilerden biri diyebilirim. Lost tadında gizemi, olayları ve kişileri birbiri ile bağlaması, paradokssal durumları iyi yönetmesi, gereksiz sululuklara girmemesi ve en önemlisi üç sezon sonunda dizinin sonunu gayetle tatmin edici şekilde bağlaması ile gönlümü fethetti. Seyretmediyseniz listenize yazın arkadaşım.
Not: Irgendwie, irgendwo, irgendwann