Jason Segel’i çeşitli dizi ve filmlerden bilir ve severim; özellikle de How I Met Your Mother’daki Marshall Eriksen rolünden. İşte afişinde onu zorla gülümsetmeye çalışan Harrison Ford’u gördüğüm Shrinking dizisi derhal ilgimi çekmişti. Sezonun bitmesini bekledim ve akabinde 2 günde diziyi gömdüm, bitirdim.

Jimmy Laird, iki ortağı ile birlikte psikiyatri kliniği işleten başarılı bir psikiyatrdır. Yaklaşık bir yıl önce hem çok sevdiği hem de her evlilikte olduğu gibi problemleri olan karısını bir trafik kazasında kaybetmiştir. Bu kaybı hazmedemeyen Jimmy’nin ergen yaşlarındaki kızı Alice ile olan ilişkisi de ciddi anlamda zedelenmiştir. Bir yandan hastalarına profesyonel anlamda yardım eden Jimmy kendi özel hayatında darmadağın bir haldedir. Bir çıkış yolu arayan Jimmy bir gün bir seansta bir hastasına hastanın özel hayatına müdahale edecek, pek de profesyonel olmayan bir dost tavsiyesinde bulunur. Hastasının bu tavsiyeyi tutması ile olumlu görünen bir sonuç elde edince benzer yöntemleri tüm hastalarında uygulamaya karar verir. Klasik doktor-hasta ilişkisinden daha da öte dostluklara neden olan bu yaklaşımın Jimmy’nin kendi hayatına da yansımaları olacaktır. Bu arada komşusu Liz, ortakları Paul ile Gaby ve en iyi arkadaşı Brian bir yandan Jimmy’ye yardımcı olmaya çalışırken bir yandan da onun bu davranışlarının yarattığı olayların arkasını toplamaya çalışacaklardır.

“Aleme verir talkını, kendi yutar salkımı” atasözümüzde talkın veren atamızın fikir değiştirip aleme de “salkım yutun” demesi ve o salkımları beraber yutmalarını anlatan eğlenceli bir diziydi. Afişte Jason Segel’in yanında Harrison Ford’un durduğuna bakmayın, Harrison Ford çok da ana bir rolde değil. Biraz seyirci toplama amaçlı yapılmış o iş ama diziyi beğendiğim için çok takılmadım; hele oynadığı huysuz ihtiyar rolüne pek yakışmış kendisi. Ben “tek sezonluk dizi seyreder bırakırım” diyordum ama ikinci sezon da geliyormuş. Keyifli, drama ve komediyi bir arada eriten bir dizi seyretmek isteyenlere tavsiye ederim, güzeldi.